Solo’nun Canon Yaptığı 9 Şey

Her ne kadar Star Wars’ın Genişletilmiş Evreni artık Legends olarak kabul görsede yeni filmler, çizgi romanlar ve animasyonlarda Legends’ta olup Canon olan şeylerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Han Solo filmi de bu artışa katkı gösterenlerden!

Disney’in Star Wars’ın haklarını aldıktan sonra Star Wars dünyasının Genişletilmiş Evreni, canon dışı kabul edilmiş olabilir ancak Han Solo filmi fanların favori öykülerinden/eventlerinden bazılarını Canon’a getirdi. Bu, Star Wars evreninin filmlerinin, çizgi romanlarının ve video oyunlarının sıradan hayranları için bir gelişme gibi görünmeyebilir. Ancak, evren hakkında biraz daha bilgi edinmek için tüm Yıldız Savaşları romanlarını okumaya çalışan tutkulu fanlar için, en sevdiği hikayeleri karşılarında görmek büyük mutluluk.

Tabii ki şimdiden Lucasfilm’in Sithlerin ve Jediların kadim tarihini veya kozmik imparatorlukları Canon yapacaklarına dair konuşmak vesveseden ibaret, fakat fanlar tarafından sevilen olay ve hikayeleri yavaş yavaş bize gösterdiklerini ve üstelik her geçen yıl yeni filmler duyurduklarını düşündüğümüzde gelecekte bizi güzel şeylerin beklediğini söyleyebiliriz.

Hadi Han Solo filminin Canon yaptığı 10 olaya beraber göz atalım:

1- Despot Xim’in Mirası

Bu filmde Han Solo’nun originine bolca atıfta bulunulmuş. Özellikle Han Solo’nun Maceraları üçlemesinden güzel kesitler barındırıyor film. Dryden’ın ganimetler odasında sergilenen büyük kristal kafatası, George Lucas ve Harrison Ford’un ünlü Indiana Jones filmine bir gönderme değil. Filmin Resmi Kılavuzuna göre, söz konusu nesne Despot Xim’in myrtag kristalinden yapılma flaması.

Ünlü kozmik fatih Xim, bu filmlerden yaklaşık 25.000 yıl önce yaşamıştı. Tion Kümesi’nin (Star Wars: The Old Republic) büyük bir bölümünü, galaksinin gördüğü ilk savaş droid ordusuyla ele geçirdi. Ve böylelikle Xim’i de artık Canonun bir parçası olarak görebiliriz.

2- Taozin Grub

Dryden Vos’un filmde gerçekten görülebilen değerli eşyalarından diğeri, kırkayağa benzer bir varlık olan Taozin Grub’dur. Bir İmparatorluk Moff’undan Dryden’a hediye edilen resmi kılavuza göre Taozin Grub korunmuş/iyi muhafaza edilmiş (ayrıca filmin sonlarına doğru İmparatorluğun Crimson Down’a olan bağını öğrendikten sonra daha anlamlı bir hareket). Taozin kabuğu, blaster ateşine karşı dayanıklılığıyla meşhurdur, ama eğer filmde Taozin Grub’ canlı görmüş olsaydık Dryden izleyiciye, genişletilmiş evrende güce duyarlı olan yaratıkların da olduğunu tanıtmış olacaktı.

Yaratık ilk olarak 2001’de basılan Darth Maul: Shadow Hunter (Gölge Avcısı) romanında gösteriliyor. Darth Maul bu romanda, Güç’teki negatif alanın nasıl eşsiz bir fenomen olduğunu açıklıyor. Öyle ki,  Darth Vader altında faaliyet gösteren Engizisyoncular, Jedi avları sırasında Jedilar tarafından fark edilmeden kalabilmesi için Taozin’den yapılmış tılsımlarla donatılmış olduğu anlaşılıyor.

3- Mandalorian Rally Master Armor

Hepinizin dikkatini çekmeyi başaran ve bariz şekilde gözüken yegane şeylerden biri bu zırh. Vos’un ganimet odasında arka planda gözüken kırmızı zırhın bir Mandalorian zırhı olduğunu ilk bakışta anlıyoruz. Ayrıca bu zırh setten sızan fotoğraflarda da gözüküyordu ve buna dayalı olarak bazı fanlar, ilk fotoğraflarda zırhın Dryden’ın Mandalorian geçmişine veya ilgisine dair bir ipucu olduğunu varsayıyordu. Ancak zırh, Boba Fett, Jango ya da başka bir modern Mandalorian tarafından giyilen standart zırhlardan değildi. Aslında bu zırh Lucasfilm Disney tarafından alındıktan sonra Legends olarak kabul edilen Knights of the Old Republic’ten bir yansıma, ona gönderme.

Tutkulu fanlar bu zırhın, Büyük Sith Savaşı (Star Wars filmlerinden binlerce yıl önce gerçekleşen) sırasında  Mandalorian Neo-Crusader zırhının bir varyasyonu olarak hatırlayacaklardır. Standart birlikler, mavi zırhı savaşa girerlerdi, Saha komutanları altın zırhla ve ön cephe birlikleri gümüş zırhla savaşa girerdi. Fakat kırmızı zırh Rally Masters için ayrılmıştı ve bu birlik sıcak savaşın dışında kalan ve düşman trooperlarını etkisiz hale getirmek için kendi askerlerine taktik, bilgi, strateji veren gruplardır. (Solo: Offical Guide)

4- Exar Kun’un Tapınağı

Exar Kun, Büyük Sith Savaşı döneminde yaşamış güçlü bir Sith Lordu. Ama tüm Sith lordarından öylesiye farklı ki… Mavi ışın kılıcı kullanmasını söylemem bile yeterli sanırım. Kun bir şekilde kendi ruhunu ölümsüz kılıp 4000 yıl boyunca Yavin 4’de sakladı. O dönemleri hiç anlatmadan devam ediyorum. (isterseniz Exar Kun ile ilgili detaylı bilgileri bu linkten –https://starwarsevreni.com/sith/exar-kun/ bulabilirsiniz.)

Yavin 4… Burası Jedi Akademisi serisinde Luke’un yeni Jedi Tapınağını inşaa ettiği yerdi… Kun’un ruhu 4000 yıl boyunca orada dayandı, ama inanılmaz yalnızlık ve hapsedilmişlik duygusu onu neredeyse delirtti. Endor’dan 7 yıl sonra Luke, Kun’un burada olduğundan tamamen habersiz olarak Yavin IV’te Jedi Akademisi’ni açtığında derhal harekete geçti ve Luke’un öğrencilerini birer birer etkilemeye, onları ele geçirmeye çalıştı. Luke’un en güçlü öğrencisi olan Kyp Durron’u etkisi altına aldı ve ikisi birlikte Skywalker’a saldırarak onu komaya soktular.

Kun diğer öğrencilerle de oynamayı sürdürdü ve Luke’un hareketsiz vücudunu yok etmeye çalıştı. Fakat en sonunda öğrenciler korkularını yenip bir araya geldiler, ve güçlerini birleştirerek, Vodo Siosk-Baas’ın ruhunun da yardımıyla Exar Kun’u sonsuza dek yok ettiler.

Görünüşe göre Lucasfilm Exar Kun’un hikayesinin Canon’dan silinemeyecek kadar özel olduğunu düşünüyor. Öyle ki kara taş levha üzerine kurulu Dryden Vos’un ofisindeki küçük masaya dikkat edin. Hiyeroglif ve incantasyonlarda görülebilen yazıtlar, filmin resmi art book’unda da Sith işaretlemeleri olarak doğrulanmıştır zira yukarıda bahsetiiğim levha, Exar Kun Tapınağı’ndan alınmıştır.

5- The Adventures of Lando Calrissian Serisi

Yapılan referanslardan biri de L. Neil Smith’in “Lando’nun Maceraları” üçlemesineydi. Dryden Vos’un koleksiyonunda,  Rafa gezegenine özgü birkaç “Yaşam Kristalinin” görüntüsü dikkat çekiyor.

Bu değerli taşlar (Yaşam Kristalleri) ilk olarak The Mindharp of Sharu’da (serinin ilk kitabı) ortaya çıktı ve daha sonra The Flamewind of Oseon (serinin ikinci kitabı) ile geri döndü.

6- The Droch

İlk bakışta, Dryden Vos’un ganimet odasında gördüğümüzde bunu da birçok değerli varlıktan sadece biri olarak düşünebiliriz. Ne de olsa Vos’un ganimet odasında daima birbirinden değerli şeyler bulunur… Ama ister inanın, ister inanmayın bu böcek türü galaksideki gelmiş geçmiş tüm hükümdarlardan daha fazla ölüme sebep olmuştur! Belki de bu böcek Dryden Vos’un öfkesinin sebebini bize açıklıyor(!) Ne de olsa, bu küçük böceklerin hastalığa ve ölüme sebep olduklarını öğrenene kadar galakside milyarlarca insan bu yaratıklar yüzünden öldü.Vos’un gergin olması normal tabii…

Bu yaratıkların yaydıkları veba bize Planet of Twilight romanında gösteriliyor. Bu romanda Luke ve Leia Droch’u keşfediyor. Drochların canlıyı öldürme şeklini şöyle anlatabiliriz: Droch, canlının derisine yapışır (keneler gibi).Orada zaman içinde kendini gizler ve adeta doğal dokuyla bir olur böylelikle organik varlık olan bizler de onun farkına varamayız. Sonrasında, orada (dokuda) kaldığı süre içerisinde canlının enerjisini emer ve ölüme sebep olur. Bu böcekler bir kere cildinize oturdumu ve enerjinizi emmeye başladımı kurtuluş neredeyse imkansız.

7- The Queen of Ranroon

Queen of Ranroon, Despot Xim’in (yukarıda da bahsettim) efsanevi hazine gemisi. Tüm galakside herkesçe aranan kayıp gemi…

Aynı zamanda Han Solo and the Lost Legacy serisinin de ana konusu olan gemi.

Bu hikaye klasik bir Han ve Chewie macerası aslında. Yine bir ganimetin, ödülün peşinden gidiyorlar ama küçük bir farklılık var o da bu sefer gelmiş geçmiş en büyük ganimetin peşindeler…

Filmde de Dryden Vos’un bu hazineye giden haritaya sahip olduğunu daha doğrusu bir yıldız haritası olduğunu biliyoruz. 

8- Teras Kasi

Qi’ra, geçmişinde kirli işler yaptığını bize yansıtıyor. Gerek sözleri, gerek bağlantıları veya bakışları… Ve tahminimce yaptığı çoğu şeyi de kendi elleriyle yapmış…

Qi’ra bir odaya geçtikleri esnada Kessel madenlerinin başındaki adamı saniyler içinde savunmasız bırakıyor ve hemen ardından bunu Dryden Vos’un yanındayken öğrendiği Teras Kasi’ye borçlu olduğunu anlatıyor.

Bu savaş sanatı (Teras Kasi), 1996’da Steve Perry’in İmparatorluk’un Gölgeleri romanı ile Star Wars mitolojisine tanıtılıyor ilk olarak. Tüm Star Wars Evreni’ne bir göz attığımızda öyle ağam şağam şekide bahsedilecek bir hand-to-hand savaş yok.

Teras Kasi bunu değiştiriyor. Ayrıca Teras Kasi’nin en önemli özelliğini belirtecek olursa güce duyarlı olmayanlara güce duyarlı olanlar (force-sensitives) karşısında rakibine karşı koyabilmesi için bir şans veriyor.

PlayStation için çıkan bu dövüş oyununda zaten bu stili en iyi şekilde görmüş oluyoruz: Star Wars Masters – Teras Kasi.

9- Godoan’ın Dans Eden Tanrıçası

Orijinal Star Wars çizgi roman serisinin hayranları da baya şanslı olsalar gerek zira Solo’daki karakterler birnevi orijinal comiclerdeki olaylar ve durumlarla baya özdeşleşiyor.  

Şimdi mevzu bahsimiz olan konunun bahsedildiği eser: Star Wars #99 – “Touch of Goddes”

Bu Dans Tanrıçası, Godo uzaylıları için kutsal ve “hayat kurtaran” olarak adlandırılan değerli bir heykeldir.

Hikaye (Star Wars #99), Godoların, ırklarının hayatta kalması için gerekli olan kutsal heykellere ibadet etmelerini sağlayan bir inanç uyguladıklarını ortaya koymaktadır. Bu yüzden heykeller kaybolduğunda, bir hastalığın tüm insanlarını sarmaladığına şaşırmazlar. Sonunda Han, heykellerin ve tapınaklarının dünyalarını yaşanabilir hale getirmek için tasarlanmış bir tür makine olduğunu fark eder.

Dans tanrıçası Dryden Vos’un odasında, çizgi romanlardan biraz farklı, ancak aynı yeşil camdan yapılmış olarak gözüküyor.

Önceki İçerikThrawn kimdir
Sonraki İçerikBattlefront 2: Han Solo Sezonu
Darth Gegić
Hayat felsefesinin oluşumunda Star Wars'in büyük bir katkısı olduğunu düşünüyor. Şimdi de franchisea vefa borcunu ödemek için canla başla mücadele ediyor. En büyük hayali başarılı bir film senaristi olup Star Wars için bir hikaye yazmak.