The Rise of Skywalker (Skywalker’ın Yükselişi) Kısa Fragman İncelemesi

The Last Jedi enkazından sonra bu franchisedan kısmen de olsa umudumu kesmiştim. En azından sequel filmler için. Sonra J.J. Abrams’ın bir açıklamasını gördüm: “Biz bütün üçlemeleri bu filme bağlayacağız.”. İlk umut tohumlarım o açıklamadan sonra yeşerdi çünkü Star Wars demek sembolizm ve bol bol gönderme demektir. Star Wars filmi yazılırken ve çekilirken klasik bir Hollywood filmi yaklaşımı içinde olursanız -tıpkı Rian Johnson- gibi başarısız olursunuz.

Ardından yazın Bölüm IX’un oyuncu kadrosu duyuruldu. En azından bizim bilmemizi istedikleri kadro. İlk üçlemenin efsanelerinden, Han Solo’nun eski dostu, kurnaz kaçakçımız Lando Calrissian’ı canlandıran Billy Dee Williams’ın duyurulan isimler arasında olduğunu gördüm. Çok sevinmeme rağmen yine de The Last Jedi’dan sonra hypelanmak için yeterli görmedim. Ta ki düne kadar…

Star Wars Celebration 2019 dün Chicago’da başladı. İlk gün Bölüm IX üzerine bir panel gerçekleşeceğini ve hatta orada filmin başlık ve teaser trailerını da göreceğimizi düşünüyorduk ama bu kadar büyük bir ters köşe inanın bana aklımın ucundan dahi geçmezdi. Bu benim için bir hayaldi. Arkadaşlarımla ve kardeşimle sohbet arasında bahsettiğim bir hayal. Ian Mcdiarmid’i “İmparator Palpatine” olarak bir kez daha sinema ekranında görme hayali. Ve eğer büyük bir kurmaca yoksa ki hiç sanmıyorum. Hayalim gerçek oldu! Geçelim fragmana…

Fragmanın başında Rey’i yine bir çöllü gezegende görüyoruz. Her Star Wars filminde çöllü bir gezegen görmeye alıştık zaten. Burasının Jakku olduğunu tahmin ediyorum zira kendisi oralı. Bembeyaz giyinmiş bir vaziyette. Hatırlarsanız The Last Jedi’da gri giyinmişti ve bu onun içindeki çatışmayı yansıtan bir simgeydi. Hepimiz bi ‘acaba’ dedik. Fakat şimdi bembeyaz şekilde karşımızda duruyor. Kendini ve tüm benliğini Jedi mirasına adamış bir şekilde görüyoruz. Belinde Anakin’in ışın kılıcı asılı halde. Önceki filmde ortadan ikiye ayrılmasına rağmen yeniden tek parça olmuş. Tahminimce Luke’un force ghost olarak rehberlik etmesi aracılığıyla o kılıcı yeniden build edebilmiş. Tabi bence Luke, filmdeki tek force ghost değil…

Rey son derece konsantre olmuş ve ayakta dikiliyor. Kylo Ren şahsi gemisi TIE-Silencer ile ona doğru uçuyor ve Rey bir force jump ile geminin üstünden atlıyor. Bu sahne biraz spoiler olmuş çünkü orada bir antrenman havası var. Dikkatle bakın. Rey egzersiz hareketleri ve nefes alış verişleri yapıyor. Kylo istese gemisinden ona ateş açabilir fakat yapmıyor. Büyük ihtimalle Bölüm VIII’deki yarım kalan iş tamamlanacak ve Rey ile Kylo birleşecek ve daha büyük ve daha güçlü bir ‘düşman’a karşı savaşacaklar. (Düşman kelimesini tırnak içine aldım çünkü asıl Villian Palpatine ise ona düşman demek içimden gelmiyor.)

Bu esnada arka planda Luke’un sesini duyuyoruz. Orada müthiş bir detay var. Luke sürekli ‘biz’ zamirini kullanıyor. ‘Biz sana/size öğrettik’ gibi. Buradan çıkan sonuç Luke’un yanında biri veya birileri daha var. Ve burada sadece Rey’e değil Kylo Ren’e de hitap ediyor. Ayrıca Luke ‘Sana/size bildiğimiz her şeyi öğrettik’ diyor. Bölüm VI – Return of the Jedi’da Yoda hemen ölmeden önce Luke’a ‘Öğrendiklerini aktar’ diyor. Böylelikle Yoda’nın mirasının gerçekleşmiş olduğuna tatlı bir atıf var. Ayriyeten söylediği diğer cümle: ‘Binlerce yıllık jenerasyon sende/sizde devam ediyor.’ Bu da Bölüm IV – A New Hope’ta Obi-Wan’ın Genç Luke Skywalker’a Jedi düzenini anlatmasına bir atıf.

Fanların gönlünden geçen tüm force ghostları görebilmemiz. Qui-Gon, Obi-Wan, Yoda, Luke ve en önemlisi Anakin! Kylo Ren’in Anakin/Vader’a son dere takıntılı olduğunu biliyoruz ve Skywalker Efsanesi’nin son filmi olduğu için Anakin’in gözükmesi sürpriz olmaz. Qui-Gon ve Obi-Wan’ın gözükmesi zor olsa da son film olması dolayısıyla küçükte olsa bir cameoları olması filmi yalnızca daha iyi hale getirir. Aman ola sakın siz filme bu beklentiyle gitmeyin!

Ardından Kylo Ren’i görüyoruz. Ormanlık alanda ışın kılıcıyla birini yere seriyor ve First Order’ın kahraman askerleri liderlerinin hemen ardında onunla beraber savaşıyorlar. Burası First Order’ın işgal ettiği bir gezegen olabilir. Kylo’nun yere serdiği kişi de o gezegenin yerlilerinden biri. Kylo’nun kaskının yeniden yapıldığını görüyoruz. Biliyorsunuz Kylo büyük bir çatışma içindeydi ve Bölüm VIII’de öfkelenerek kaskını kırmıştı. Tam aydınlığa mı geçecek derken karanlık taraf onu iyice içine çekti. Kaskının onarılması Kylo’nun seçimini yaptığını gösteriyor.

Ardından yeni bir gezegen görüyoruz. Büyük ihtimalle Resistance’in yeni üssü. Zaten J.J. Abrams filmin zamanı olarak The Last Jedi’dan hemen sonrasını göstermediğini belirtmişti. Bu süre içinde de Resistance daha doğrusu Rebellion biraz daha toparlanmıştır. Finn ve Poe’yu kayaların üstünde gözlem yaparken görüyoruz. O kayalar bana Tattoine’i andırıyor ama karar vermek için çok erken. Sonraki sahnede yeni droidimiz D-O’yu görüyoruz. Umuyoruz ki BB-8 ve D-O’ya verecekleri önemi R2’ya da verirler.

Lando ve Chewie’yi Millenum Falcon kokpitinde görüyoruz. Nihayet Lando ‘kendi gemisini’ geri aldı. Lando’yu görünce aklıma Han Solo spin off filmindeki sahne geldi. Lando ile Han Solo arasındaki o diyalog… Lando ona, ‘Gemiyi (Falcon’u) senden geri alacağım’ diyor. Buna cevaben Han Solo şakacı bir tonla ‘anca ölürsem/önce beni öldürmen gerecek’ anlamında bir şey diyor. Ve söz gerçekten cuk oturmuş. Üzücü ama sembolik. Öte yandan Chewie ve Lando’nun aynı anda kokpitte olduğu son zaman The Empire Strikes Back’te Bespin’de oldukları zamandı. Tam 39 sene önce yani… İşte buram buram Star Wars kokan bir hareket.

Çölde küçük çaplı bir savaş olduğunu görüyoruz. Finn ve Poe’nun Kullandıkları araç Return of The Jedi’daki Endor Savaşı esnasında kullanılan araçlara benziyor ve tabii üzerinde bulundukları platform da Jabba’nın kahramanlarımızı çukura atmak için kullandığı araç platformunun adeta replikası.

Sonra elinde madalyon tutan birini arkadan görüyoruz. Bunun Leia olma olasılığı çok yüksek. Elindeki madalyonun onun için ve tabii ki bizim içinde çok büyük bir anlamı var. O madalyon 1. Death Star’ın yok edilmesi ve Yavin Savaşı’nın kazanılmasından ötürü Luke ve Han’a verilen başarı madalyonu. Yani büyük bir maceranın başlangıcının simgesi. Ve Leia’ya kocası, aşkı Han’dan kalan miras…

Leia ve Rey’in sarıldığını görüyoruz. Tam bu esnada Luke ‘Daima seninle olacağız’ diyor. Böylelikle Leia’yı canlandıran sevgili Carrie Fisher’ı anmayı da ihmal etmemişler.

Şimdi gelelim asıl mevzunun başladığı yere…

Kahramanlarımız bir uçurumun kenarında karşılarındaki Death Star enkazına bakıyor. Death Star’ın kalıntısını dahi görmek biz hayranları heyecanlandırmaya zaten yetti ama olay orada bitmedi! Tabii hangi Death Star olduğunu buradan bilmemiz imkansız.

Bunlar olurken arka planda Luke, Bölüm VIII’de Leia’ya o duygusal reunite sahnesinde söylediği sözü yine söylüyor: ‘Kimse gerçekten yitip gitmemiştir/ölmemiştir/kaybolmamıştır.’ Ve ardından fragmanın en can alıcı yeri geliyor. Darth Sidious’un o akıllara kazınan kahkahası! İnanın bana fragmanı izleyince gözlerim doldu. Darth Sidious’u çok sevmem ve örnek almam bir yana bu yeni üçlemede olabilme ihtimalini dahi beynim kabul etmiyordu. Hikayeyle birleşmesi çok da mümkün değil diye düşünmüştüm. Size şahsi bir anımı anlatayım. En az benim kadar Star Wars delisi kardeşim ile The Last Jedi üzerine konuşuyorduk. Ne kadar yetersiz olduğu üzerine. Ve şu cümleleri kullandım: ‘Oğlum Kerem, biz çok şey istemiyoruz ki! Eski filmlere gönderme yapsalar zaten millet coşuyor. Düşünsene Keko birden bire o peleriniyle içerip girip o müthiş sesiyle ‘Well done, my young friend’ diyor ve her şeyin arkasında onun olduğunu görüyoruz.’  Bu anım Temmuz 2018’e ait ve bu sahneyi anlatırken bile heyecandan gözlerim dolmuştu ve şimdi gerçek olma ihtimali var. İhtimal diyorum çünkü bir flashback de olabilir ve hatta tıpkı Battlefront II oyunundaki gibi bir hologram aracıyla iletişime geçiyor da olabilir. Eğer son dediğim gibi olursa o halde kahramanlarımız Death Star II kalıntılarına bakıyordur. Tabii onu kanlı canlı görmek bir hologram olarak görmekten daha çok hoşumuza gider!

En sonda filmin ismini görüyoruz: THE RISE OF SKYWALKER

Bundan bir kaç anlam çıkarılabilir.

  1. Kylo, ‘Skywalker’lığına geri dönecek yani aydınlığa.
  2. Rey bir Skywalker olabilir. Luke veya Leia’nın kızı.
  3. Anakin’e bir referans olabilir. Onun yeniden ortada gözükmesine, yükselmesine…

Umuyoruz bu film Skywalker Saga’yı efsanevi biçimde noktalayacak bir film olur ve fanları hiçe saymaktan ziyade ona hizmet eden bir felsefeye dayalıdır.

Ne hypelanması ya?! Ben şimdi gidip biraz Palpatine izleyeceğim…

Palpatine ve felsefesi üzerine ilerleyen günlerde bir yazı yazacağım. Onun duruşu, zekası, felsefesi ve siyaseti… Bana İmparatorluk rejimini sevdiren adam, güçlü bir lider. Yazıyı o ve Anakin arasında geçen bir diyalogla sonlandırıyorum.

Anakin: “Karanlık Tarafı biliyor musun?

Palpatine: “Anakin, eğer biri büyük gizemi anlamak istiyorsa, Yalnızca Jedilar’ın dogmatik ve dar görüşlerini değil,  gücün bütün yönlerini incelemeli. Tam ve bilge bir lider olmak istiyorsa, daha geniş bir bakış açısına sahip olmalı.

Önceki İçerikJ.J. Abrams Bölüm IX’un Adını Neden “The Rise of Skywalker” Olarak Seçti?
Sonraki İçerikJedi: Fallen Order Fragmanı Yayınlandı!
Darth Gegić
Hayat felsefesinin oluşumunda Star Wars'in büyük bir katkısı olduğunu düşünüyor. Şimdi de franchisea vefa borcunu ödemek için canla başla mücadele ediyor. En büyük hayali başarılı bir film senaristi olup Star Wars için bir hikaye yazmak.