Obi-Wan Kenobi

obi-wan-kenobi-se-evreni

İnançlı ve efsanevi bir Jedi Şövalyesi olan Obi-Wan Kenobi, galaksinin kaderinin belirlenmesine yardımcı olan uzun ve fırtınalı bir kariyere sahiptir.

25 yaşındayken, Naboo Savaşında savaşmıştır. Bu sırada Qui-Gon Jinn’in, Padawan öğrencisidir. İnatçı bir genç olan Obi-Wan, Yoda’da dahil olmak üzere bir çok öncü Jedi’nin öğretilerinden oldukça etkilenmiştir. Hızlı ve çeviktir, cesur bir savaşçı olduğunu kanıtlamıştır. Aynı zamanda son derece becerikli ve güvenilirdir, buna rağmen ustasının diğer yaşayan varlıklar için hissettiği derin duygulardan yoksundur.

Yüce Başkan Valorum’un isteği üzerine, Obi Wan ve ustası Qui Gon Jinn, Ticaret Federasyonunun Naboo ablukasına barışçıl bir çözüm bulmak amacıyla görevlendirilirler. Ticaret Federasyonunun kurnaz üyeleri Neimoidianlılar, Jedilara tuzak kurarak onları öldürmeye çalışır. Kenobi ve ustası kaçmayı başarır ve Naboo yüzeyine, bir Ticaret Federasyonu işgal aracına saklanarak inerler.

Obi Wan bunu takip eden günlerde, Naboo’dan Coruscant’a ve Naboo Savaşında şavaşmak için tekrar Naboo’ya yolculuk eder. Ustası Qui Gon Jinn, Tatooine’de karşılaştıkları ve serbest kalmasını sağladıkları küçük Anakin Skywalker’ı Jedi Konseyine sunduğu zaman genç Jedi şok geçirir. Qui Gon , Anakin’in eski Jedi kehanetindeki “Seçilmiş Olan” olduğunu iddia etmekte ve onu Padawanı olarak almak istemektedir. Konsey Jinn’in çocuğu eğitme isteğini reddeder.

Bu, Obi Wan ve Qui Gon arasındaki bir çok anlaşmazlıktan sadece biridir. Jinn, yaşayan Güç’ün büyük bir savunucusu olarak, birleştirici Gücü savunan Jedi Konseyinin gözünde disiplinsiz olarak görülmektedir. Obi Wan, ustasını konseye karşı gelmemesi için uyarır ama Qui Gon ona her seferinde, Gücün ona tavsiye ettiği şeyleri yapması gerektiğini söyler. Naboo’nun özgürlüğüne kavuşması sırasında, Qui Gon ve Obi Wan, ölümcül bir Sith Lord’uyla karşı karşıya gelirler. Unutulmuş bir tehlike olan Sith’ler, yüzyıllardır süren sessizlikten sonra geri dönmüşlerdir. Karanlık Savaşçı Darth Maul, inanılmaz hızı ve çift uçlu ışın kılıcını kullanarak Jediları zorlar. Düellonun ilerleyen bölümlerinde, Obi Wan ve Qui Gon ayrı düşerler. Obi Wan, Maul’un ustasını öldürmesine çaresizce tanık olur ve daha sonra, zekasını ve güç üzerindeki kontrolünü kullanarak onu öldürür.

Qui Gon’un ölmeden önce, Obi Wan’ın Anakin’i eğitmesi için son bir ricada bulunur. Konsey en sonunda, Obi Wan’ın Anakin’I Padawan’ı olarak almasını kabul eder. Jedi Ustası Yoda’nın ise bu konuda hala şüpheleri vardır. Konsey aynı zamanda Obi Wan’a Jedi Şövalyesi ünvanını da verir.

Bunu takip eden 10 yıl boyunca Obi Wan, genç Anakin’i bir Jedi Şövalyesi olmak üzere eğitir. Macera düşkünü genç padawanı eğitmek Obi Wan’ı yaşının çok üstünde zeki ve alaycı yapmıştır. Jedi Şövalyesi Anakin’in hem güçlü hem de zayıf yönlerini görebilmekte ve ustası Qui Gon gibi sabır ve anlayış göstermeye çalışmaktadır.

Anakin geliştikçe, Obi Wan da, Padawan’ının gücü yüzünden tehlikeli bir şekilde küstahlaştığını fark edip, telaşlanmaktadır. Bu düşüncelerini Jedi Konseyinin üyelerine bildirir ama konsey onun öğretmenliğine güvenmeye devam ederler.

Ansion’daki bir sınır çatışmasından döndükten hemen sonra Obi Wan ve Anakin, Yüce Başkan tarafından Senatör Padme Amidala’nın hayatını korumaları için görevlendirilirler. Obi Wan, politikaya pek sıcak bakmamasına rağmen, görevine çok ciddiye alır. Başarısız bir suikast girişimi sonucunda Obi Wan, ipucu olabilecek ve Jedi Tapınağındaki droidler tarafından tanınmayan egzotik bir silah bulur.

Anakin, ilk yalnız görevinde Padme Amidala’yı gezegeni Naboo’ya götürürken, Obi Wan da araştırmaya devam eder. Eski bir arkadaşı olan, restoran sahibi Dexter Jettster’la konuşur. Dex, silahı bir Kamino kılıç oku olarak tanımlamayı başarır.

Kamino’yı araştırmaya başlayan Obi Wan, belki de galaksideki en büyük arşivlerden biri olan Jedi Arşivlerinden gezegenin kayıtlarının silindiğini keşfeder.

Bir Jedi Yıldız savaşçısıyla yola çıkan Kenobi, fırtınalarla sarsılan gezegen Kamino’ya gider. Orada başbakan Lama Su ile konuşur ve gezegenle ilgili esrarengizlik daha da belirgin hale gelir. Kaminoluların açıklamasına göre, Obi Wan beklenmektedir. Bundan 10 sene once, Kaminolular, Cumhuriyetin kullanması için Jediların isteği üzerine dev bir klon ordusu yaratmaya başlamışlardır. Görünüşe göre, Jedi Ustası Sifo Dyas ordunun kurulması emrini vermiştir.

Kaminolular, Kenobi’ye Tipoca Şehrindeki, klonlama ünitelerinde bir tur düzenlerler. Obi Wan, yüzlerce klon askeri görür. Ama bu olayın Amidala’ya yapılan suikast girişimleri ile hiç bir ilgisi yok gibi gözükmektedir. Ta ki, Kenobi, klonların orjinal genetik kaynağı ile karşılaşıncaya kadar.

Kötü şöhretli kelle avcısı Jango Fett, 10 seneden beri Kamino’da yaşamaktadır. Obi Wan, avcıyla, kısa ama gergin bir konuşma yapar ve zırhını Coruscant’taki suikast girişimlerinden hatırlar. Bunun üzerine konsey ona Fett’i sorgulamak için Coruscant’a getirmekle görevlendirir.

obi-wan-2-swe

Kenobi ve Fett arasında şiddetli bir döğüş yaşanır. Jango Fett, silahlı zırhı ve oğlu Boba sayesinde, gemisi Slave I’a atlayarak kaçmayı başarır. Ama Kenobi de gemiye bir izleme aygıtı yerleştirmeyi başarmıştır.

Kenobi, Jango’yu, etrafı halkalarla kaplı gezegen Geonosis’e kadar izler. Burda Fett izlendiğini fark edince, tehlikeli bir kovalamaca yaşanır. Fett, Kenobi’nin öldüğünü düşünerek, gezegene iner, Obi Wan da onu takip etmeye devam eder.

Obi Wan Geonosis’e gizlice inmeyi başarır ve dev kule benzeri komplekslerinden birinin içine sızar. İçerde, Ayrılıkçıların, liderleri Dooku eşliğinde bir toplantısına tanık olur. Dooku’nun, kendisine taraf topladığını ve Cumhuriyetle başa çıkabilecek büyük bir ordu kurduğunu öğrenir. Bunun üzerine konseyle bağlantı kurmak için gemisine döner. Ayrılıkçı hareket hakkında onları uyarır, fakat bu sırada yakalanarak esir alınır. Bir Geonosian zindanında tutulan Kenobi, Dooku tarafından ziyaret edilir. Karizmatik eski Jedi, Kenobi’nin öğretmeni ve kendisinin de eski öğrencisi olan Qui Gon’dan övgüyle bahseder. Olayların bu seviyeye gelmesine gerçekten üzülmüş gibidir. Kenobi’ye Senatonun, Kara Sith Lord’u Darth Sidious’un kontrolü altında olduğunu bile anlatır. Kenobi, Dooku’nu sözlerine inanmayı reddeder, ona katılması için yaptığı teklifi de geri çevirir. Geonosian kurallarına göre idam edilecek olan Kenobi, Anakin ve Padme’yle arenada karşılaşır. Jedi Şövalyeleri onlara yardıma gelir, Obi Wan da kahramanca savaşır ve sağ kalmayı başarır. Bu sırada yeni kurulmuş Cumhuriyet ordusu imdatlarına yetişir. Dooku kaçmaya çalışırken, Obi Wan ve Anakin onu takip eder ve onu gizli bir hangar da yakalarlar. Obi Wan, öğrencisini Dookuya karşı beraber saldırmaları için uyarırken, inatçı padawan onu dinlemez ve Dooku’nun karanlık taraf gücü karşısında çaresiz kalır. Kenobi, saldırıya geçer ama Dooku daha güçlüdür. Obi Wan yaralanarak yere düşer, Dooku öldürücü darbeyi vurmak üzereyken Anakin ustasını kurtarır. Skywalker ve Dooku düelloya devam eder, ama Dooku yine üstündür. Anakin, kolunu kaybeder ve çaresiz ustasının yanına yığılır.

Nihayet Jedi Ustası Yoda olay yerine gelir ve Dooku’yu durdurmaya çalışır. Yoda’nın mükemmel ışın kılıcı saldırısına karşısında, Dooku, Obi Wan ve Anakin’in üzerine dev bir sütun’u atarak kaçmayı başarır. Yoda, iki genç Jediyi kurtarmak için Dooku’nun kaçmasına izin vermiştir.

Kenobi, Geonosistan sonra klon ordusunun gerekli olduğuna inanmaktadır. Yoda, üzüntüyle Geonosis’teki zaferin aslında bir zafer olmadığını belirtir. Bu sadece galaksideki en karanlık zamanların başlangıcıdır.

Klon Savaşları’nda bir General olan Obi-Wan Kenobi, birçok cephede Cumhuriyet ve Senato’ya kahramanca hizmetlerde bulunmuştur. Korkularına rağmen, alışılmış dışı Padawan’ı Anakin Skywalker sayesinde iyi bir yıldızsavaşçısı pilotu olmuş, ve ikili Ayrılıkçı cephelerinde beraberce büyük başarılara imza atmışlardır.

Kenobi ve Skywalker’ın kazandıkları bu başarılar, Cumhuriyet’te bir efsane haline gelmiştir. Anakin, korkusuz davranışları sebebiyle “korkusuz kahraman” unvanını alırken, Obi-Wan’ın daha ölçülü ve düşünülerek yapılan hareketleri ona “uzlaştırıcı” sıfatını kazandırmıştır. Bir çok durumda Obi-Wan Kenobi, tek bir lazer tabancası ateşlenmeden ikilemleri ve problemleri yoluna sokmuştur. Fakat diplomasi yetersiz kalıp kaba kuvvet gerekli olduğunda Kenobi ona da hazır bulunmuştur. Jedi Generali’nin emrinde tam donanımlı bir klon ordusu bulunmaktadır. En güvendiği klon askeri, Kumandan 2224 — ya da diğer adıyla Cody – Obi-Wan’a Cato Neimoidia ve diğer cephelerde çok büyük yardımlar etmiştir.

Klon Savaşları sırasında Kenobi, Jedi Ustası seviyesine getirilmiş, ve Jedi Konseyi’ne alınmıştır. Dehası ve zekası ile en yüksek dereceden Jedi Stratejilerine katılmış ve böyle yüksek bir pozisyonda bulunmak ona, Jedi Konseyi ve Yüce Şansölye Palpatine’in ofisi arasında ki gerginliği görme fırsatını vermiştir. Kenobi’nin, Palpatine ile ilgili ne kadar şüphesi varsa, Şansölye’yi General Grievous’un elinden kurtarma görevine giderken bunları zorla unutması gerekmekteydi. Siborg General ve emrindeki droid ordusu, Coruscant’a sürpriz bir saldırı yapmış ve Şansölye’yi kaçırmayı başarmıştı. Obi-Wan ve Anakin’de bunu duyduklarında Dış Halka kuşatmalarını terk edip direkt olarak, Jedi yıldızsavaşçılarıyla savaşın içine daldılar.

Coruscant’ın üstünde, Cumhuriyet savaşçıları, kaçan Konfederasyon gemilerini kovalarken büyük çatışma devam etmekteydi. 7.Filo tarafından korunan Obi-Wan ve Anakin, kaosun içinden geçerek General’in gemisine ulaşmaya çalışıyorlardı. Bir Testere droidi sürüsünün Obi-Wan’ın yıldızsavaşçısına tam uçuş sırasında saldırması, Jedi Ustası’nın pilotluk konusunda bütün fikirlerini değiştirdi – küçük mekanik haydutlar tam uçuşun ortasında Obi-Wan’ın gemisini parçalayıp, General Grievous’un bayrakgemisine acil iniş yapmak zorunda bıraktılar.

Bayrakgemisi’nin içinde Obi-Wan ve Anakin droid kuvvetlerini yararak Şansölye’yi aramaya başladılar. Bu muhtemelen bir tuzaktı, fakat Jedi’lar kabiliyetlerinden ve yeteneklerinden hiç şüphe etmiyorlardı. Böylelikle Obi-Wan’ın stratejisini takip ederek “tuzağın içine atladılar.”

Şansölye’yi, Grievous’un komuta merkezinde ki geniş bir gözlem güvertesinde bir koltuğa bağlı olarak buldular. Kont Dooku, burada onları beklemekteydi ve geçen seferki plansız saldırının aksine Jedi’lar bu sefer Dooku’ya takım olarak saldırdılar.

Dooku, hiç hafife alınacak bir düşman değildi. Obi-Wan’ı muazzam bir Güç ile geriye doğru fırlattı ve Jedi Üstadı oyuncak bebek gibi duvara doğru savrularak bilincini kaybetmiş bir şekilde yere kapaklandı. Bilinci kapalı bir şekilde yerde yatarken, Şansöyle’nin de kışkırtmasıyla Anakin’in savunmasız Dooku’yu soğuk kanlılıkla öldürüşünü hiçbir zaman göremedi.

Kenobi kendine geldiğinde, kendisini Anakin’in omzunda, yan yatmış bir turbo iticinin içinde buldu. Jedi’lar ve Şansölye sadece savaş droidleri ile değil aynı zamanda, uzun zamandır süregelen uzay savaşından neredeyse ikiye ayrılmak üzere olan dev bayrakgemisi ile de mücadele ediyorlardı. Geminin hangarına ulaşmaya çalışırken, üç kaçak bir güç kafesi tarafından yakalanıp, droid kuvvetlerinin eşliğinde General Grievous’un önüne getirildiler.

Obi-Wan ve Anakin iplerini kopararak droid güçlerini bu sırada alt etmeyi başardılar. Terk edilmiş ve ikiye bölünmüş gemi Coruscant’ın yerçekimi tarafından aşağı doğru çekilirken, Grievous kaçarak kendini kurtarmayı başardı. Günü kurtaran yine Anakin’in pilotluk kabiliyeti ile gemiyi Coruscant’da ki terk edilmiş bir endüstriyel sektöre indirmesiydi.

Dooku’nun ölümüyle, Cumhuriyet artık zafer ilan edebilirdi, fakat Şansölye’nin savaş sırasında elinde bulundurduğu yetkileri bırakmaya hiç niyeti yoktu. General Grievous halen serbestçe dolaşıyordu, ve bu durumda güvenliğin sağlanması imkansızdı. Böylelikle Jedi Konseyi Grievous’un yakalanması ve adalete teslim edilmesi üstünde yoğunlaştı. Bunu yapma görevi Kenobi’ye düştü.

Fakat bundan önce Obi-Wan’ı bir başka zor görev beklemekteydi. Bu görev taktiksel olarak zor olduğundan değil, Obi-Wan’ın Anakin ile olan arkadaşlığının üstünde yarattığı gerginlikten ötürü, Jedi Üstadında çok büyük bir baskı unsuru oluşturmaktaydı. Şansölye’nin ricası ile Anakin, Jedi Konseyi’ne alınmıştı. Normal olarak Konsey, Şansölye’nin Jedi işlerine karışmasına izin vermezlerdi fakat, Anakin’i kabul ettiler. Anakin’i asıl kızdıran şey, onu Konsey’e alırken Jedi Üstadı derecesine getirmemeleriydi.

Bu öfkeyi daha çok besleyen şey ise, Konsey’in Anakin’i kabul etmesinin ardında ki asıl sebepti. Obi-Wan bu sebebi Anakin’e konsey kayıtlarının dışında kalması için dışarıda söyledi. Konsey, Anakin’den Şansölye’ye –Cumhuriyet’in liderine– karşı casusluk yapmasını istiyordu. Anakin bölünmüş durumdaydı; Obi-Wan’da, Palpatine’de en yakın arkadaşları arasındaydı ve şimdi ikisi de Anakin’den birbirleri için casusluk yapmasını istiyorlardı.

Obi-Wan, Anakin’in bu durgun halinden endişelenmeye başlamıştı. Bu yüzden Padmé’ye yaklaşıp, Anakin’in sorunları ve bu sorunların iç yüzleri hakkında konuşmak istiyordu. Ne yazık ki Obi-Wan’ın bu hareketi sadece Anakin’in, herkesin ona karşı komplo hazırladığı şüphelerini artıracaktı.

Klon istihbarat raporları, Grievous’un Utapau’ya kaçtığını ortaya çıkartınca, Obi-Wan üç tabur klon askeriyle gezegene gitti. Klonlardan önce gezgene giderek etrafı araştıran Obi-Wan, Dış Halka gezegeninde ki dev bir delik-şehire kondu. Burada, liman sorumlusu Tion Medon ile görüştü. Uzun boylu Utapau’lu, Obi-Wan’a, gezegende örfi idare ilan edildiğini, ve Grievous ile Ayrılıkçıların, şehrin 10. katında bulunduklarını açıkladı.

Kenobi, Boga adlı sadık bir kertenkelenin sırtında şehrin 10. katına çıkarak Grievous’u buldu. Burada, Kumandan Cody tarafından komuta edilen klon kuvvetleri tarafından da desteklenen Obi-Wan, Grievous ile yüzleşti. Böylece, Obi-Wan Grievous ile kapışırken Utapau Savaşı başlamış oldu.

Droid Generali, ışın kılıcı dövüşünde Kont Dooku’nun kendisi tarafından eğitilmişti, fakat bir kılıç ustasının zarafeti ve kabiliyetinden yoksun olduğundan Obi-Wan’a karşı kaba kuvvet ve pervane metotları kullanıyordu. Grievous’un yapay anatomisi, bir anda 4 adet ışın kılıcı kullanabilmesini, ve onları pervane gibi hızla döndürebilmesini sağlıyordu. Fakat General, Güç’ü kullanamadığından, Kenobi onun saldırılarını sezinleyip, bloke edebiliyordu. Obi-Wan, Grievous’un ışın kılıcı tutan birkaç kolunu keserek, onu kaçmaya zorladı.

Grievous, teker motoruna binerek Utapau’nun sokaklarından kaçmaya başladı. Kenobi ise Boga’nın sırtında, General’i takip etti, ve teker motorun üstüne atlayarak, Grievous’a saldırdı. General’in gizli iniş platformunda devam eden kavgada, fiziksel güç ve zırh bakımından üstün olan Grievous, Obi-Wan’ı neredeyse alt ediyordu.

Platformun kenarına son anda tutunup düşmekten kurtulan Obi-Wan, Grievous’un lazer tabancasını eline doğru çekerek, Generalin kavga sırasında gevşemiş olan organ kutusuna doğru ateş etti. Hayati organları’nın içinde bulunduğu sıvı bir anda alev alan Grievous, anında öldü. Klon Savaşları bitmişti.

Fakat klon askerlerinin ihaneti bu aşamada başladı. Obi-Wan’ın bilgisinin haricinde, Coruscant’da, Palpatine dahiyane planını işletmeye başlamıştı. Şansölye, tüm Jedi’ları Cumhuriyet’in düşmanları ve hain olarak ilan eden Emir 66’yı harekete geçirince, klon askerleri Jedi’ları teker teker katletmeye başladılar. Cumhuriyet’e son derece sadık olan Klon Kumandanı Cody, Emir 66 ile birlikte, Jedi’ların Cumhuriyet karşıtı komplolar kurduğuna inanarak, Generali Obi-Wan Kenobi’yi öldürme emri verdi. Obi-Wan zorlukla Utapau’dan kaçmayı başardı.

General Grievous’un Yıldızsavaşçısı’nda Utapau’dan kaçan Kenobi, Bail Organa ve Jedi Üstadı Yoda ile iletişime geçti. Sadık Senatör, Jedi Tapınağının klonlar tarafından saldırıya uğradığını söylerken, Yoda’da tüm Cumhuriyet sınırları içinde klonların Jedi’ları öldürdüğünü doğruladı. Jedi Tapınağı’nda bulunan acil durum sinyali, tüm Jedi’ları tapınağa geri çağırıyordu. Aslında sinyal, Jedi’ları tam bir tuzağın içine gönderiyordu. Yoda ve Obi-Wan daha çok Jedi öldürülmeden bu sinyalin kapatılması gerektiğine karar verdiler.

Coruscant’a dönüşte, Kenobi ve Yoda tapınağın kalıntılarını buldular. Ölü Jedi’lar bir zamanlar cilalı olan tapınak koridorlarında yatmaktaydılar. Cesetlerde klonların lazer tabancalarının izleri vardı, fakat bazılarında ışın kılıcı yanıkları görülüyordu. Kenobi, korkunç gerçeği, holo kameralar da doğrulayınca kabul etti. Bu yıkıma Anakin Skywalker sebep olmuştu. Bir zamanların korkusuz kahramanı, karanlık tarafa geçmişti. Şansölye Palpatine, Darth Sidious’tu, ve Skywalker’da onun yeni çırağı Darth Vader’dı.

Kenobi bu korkunç olayları anlatmak ve Anakin’in yerini öğrenmek için Padmé’ye gitti. Padmè şoke olmuştu, fakat Anakin’in yerini bilmesine rağmen, bunu Kenobi’ye söylemedi. Kenobi’nin bir sonraki görevinin Anakin’i durdurmaki yahut öldürmek olacağını biliyordu. Sevdiği adamı, ve doğmamış çocuklarının babasını korumak için Padmé Coruscant’dan ayrıldı. Kenobi gizlice Padmè’nin gemisinin kargo bölümüne saklanarak onunla birlikte gitti.

Mustafar’a varışta, iki aşık yeniden birbirlerine kavuştukları sırada Obi-Wan gemiden dışarı çıktı. Padmé, Anakin’in değişimi karşısında yıkılmıştı. Ona karanlık taraftan geri dönmesi için yalvarıyordu. Anakin, Obi-Wan’ın Padmè’nin gemisinden çıktığını görünce öfkeden deliye dönerek Padmè’yi ona ihanet etmekle suçladı, ve Güç ile genç kadının boğazını sıktı. Anakin’de ki bu kötülüğe ve karanlığa şahit olan Kenobi’de, eski öğrencisine saldırdı.

Ardından gelen ışın kılıcı düellosu efsaneviydi. İki inanılmaz savaşçı, Mustafar’da ki endüstriyel tesislerin çevresinde, etraflarında ki tehlikeli volkanlara aldırış etmeden ölümüne savaşıyorlardı. Kenobi ve Vader, lavın üstünde giden otomatik platformlarda savaşırlarken, düello Mustafar gezegeninin yüzeyine kadar devam etti. Daha sonra Kenobi, platformun üstünden siyah kum yüzeye doğru bir takla attı, ve tekrar karaya adım attı. Şimdi Kenobi, Anakin’den daha yüksekte duruyordu, ve taktiksel avantaja sahipti. Vader’a kazanamayacağı bir mücadeleye girmemesini söylese de, Sith Lordu’nun gururu ve kibiri onu neredeyse ölümüne sürüklüyordu.

Anakin, aşağıdan Kenobi’ye doğru fırladı, ve Obi-Wan kılıcının tek bir hareketiyle Vader’in iki bacağını ve bir kolunu kesti. Anakin’in işlevsiz vücudu lav nehrinin kıyısına doğru kayıyordu. Obi-Wan’da yıkılmıştı. Seçilmiş Kişi olması gereken insan artık yoktu. Fakat onu durdurabilmek, galaksiye çok pahalıya patlamış, çok yıkım getirmişti. Jedi’lar artık yoktu. Şansölye şimdi galaksiyi yönetiyordu, ve bir zamanların korkusuz kahramanı, Obi-Wan’ın kendine kardeşinden bile daha yakın gördüğü Anakin Skywalker lavlar tarafından yakılarak ölmek üzereydi. Lavlardan gelen ısı, Anakin’in tüm vücudunu yaktı. Son sözlerinde Anakin, Obi-Wan’dan ne kadar nefret ettiğini bağırıyordu.

Kenobi, Skywalker’in düşmüş ışın kılıcını alarak Padmé’nin yıldızgemisine geri döndü. Padmé ölüyordu fakat, taşıdığı bebeklerin yaşam enerjileri halen Güç’ün içinde parlamaktaydı. Obi-Wan gemiyi Mustafar’a en yakın sağlık merkezi olan Polis Massa madencilik kolonisine götürdü. Uzaylı doktorlar, Padmé’nin hayatını kurtarmaya çalıştılar, fakat artık bu mümkün değildi. Luke ve Leia adlı ikiz kardeşleri doğuran Padmé, hayatını kaybetti.

Yoda, Bail ve Obi-Wan çocukların kaderlerini bilen 3 insan olacaklardı. İmparator, eğer Anakin’in çocukları olduğunu öğrenirse, bunun çocukların hayatına çok büyük bir tehdit oluşturacağını biliyorlardı. Karanlık Lord’ların çocukların yerini bilmemeleri için Obi-Wan çocukları saklayacaktı. Erkek bebek Luke’u, nem çiftçileri Owen ve Beru Lars ile yaşamak üzere Tatooine’e götürdü. Kız bebek Leia’yı ise Alderaan Genel Vali’si Bail Organa ve eşi evlat edindiler.

Jedi’lar galaksiden İmparatorluk tarafından silinirken Obi-Wan Tatooine’de inzivaya çekildi. Burada yıllar yılı kalarak Ben adını alacaktı. Yerliler onu “yaşlı ve deli adam” olarak bilecekler ve onu rahatsız etmeyeceklerdi. Bu zaman zarfında Obi-Wan yıllar yılı Güç ile iletişimde kaldı ve meditasyon sayesinde eski ustası Qui-Gon Jinn’in ruhu ile iletişim kurdu. Eski Ustası Güç’ün içinde benliğini koruyarak ölümsüzlüğün yolunu keşfetmişti. İlerleyen yıllarda Obi-Wan, Qui-Gon’dan bunun sırrını öğrenecekti.

Jedilar, İmparatorluk güçleri tarafından yok edilirken, Obi Wan Tatooine’de saklanmayı tercih etmiştir. Orada yıllarca kalacak ve Ben ismini alacaktır. Yerel halk onu “yaşlı çılgın münzevi” olarak adlandırmış ve egzantrik yaşlı adamdan uzak durmuştur.

Galaktik İç Savaş’ın doruk noktasına ulaştığı günlerde, Leia Organa. İmparatorluğun en şeytani silahı Ölüm Yıldızı’na ait planları ele geçirir. Görevi Obi Wan Kenobi ile kontak kurmak ve hem Kenobi’yi hem de planları, Alderaan’daki üvey babasına götürmektir. İmparatorluk ajanları tarafından yakalanınca, planları bir R2 ünitesinin hafıza sistemlerinin içine yerleştirir ve droidi Tatooine’e yollar.

R2-D2 ve ortağı C-3PO Owen Lars tarafından satın alınır. R2, planları Kenobi’ye ulaştırmakta ısrarlıdır ve Lars Çiftliğinden kaçar. Luke Skywalker küçük droid’i izlediğinde Obi Wan’la karşı karşıya gelir.

Obi Wan, Luke’a babası hakkında açıklamalar yapar ama ona bütün gerçeği anlatmaz. Bu büyük yüke henüz hazır olmadığını düşündüğünden ona Anakin Skywalker’ın inanılmaz bir pilot, büyük bir savaşçı ve iyi bir arkadaş olduğunu söyler. Anakin’in ölümünü ise kötü yola dönmüş eski bir öğrencisi olan Darth Vader’a bağlar. Kenobi daha sonra, Anakin’in Darth Vader’ın ortaya çıkmasıyla yok olduğunu ve Luke’a söylediği şeyin bir bakış açısından doğru olduğu kanısına varacaktır. Obi Wan, Luke’a babasından bir hediye de verir: Anakin Skywalker’ın mavi ışın kılıcı. Böylelikte Luke Skywalker’ın Jedi dünyasına yolculuğu başlar. Obi Wan, Luke’u birlikte geçirdikleri kısa zaman içinde elinden geldiğince eğitmeye çalışır, ama Skywalker’ın, Jediların eski günlerinde asla eğitilmeyeceğinin bilincindedir. Luke eğitime başlamak için çok büyüktür. Yine de Kenobi, Luke sayesinde karanlık tarafa yenik düşmüş öğrencisini kurtarabileceğini düşünmektedir.

Prenses Leia’yı İmparatorluğun elinden kurtarma görevini üstlenen Obi Wan ve Luke, Han Solo’nun Millenium Falcon’unu kiralayarak Alderaan’a doğru yola çıkarlar. Yolculuk sırasında, Kenobi Luke’un ışın kılıcı eğitimine başlar. Bu sırada Alderaan’ın Ölüm Yıldızı tarafından yok edildiği ortaya çıkar.

Gemileri İmparatorluk tarafından yakalanır ve Ölüm Yıldızı’nda esir alınır. Kenobi, gemiyi tutan çekici ışını etkisiz hale getirme görevini üzerine alır. Güç sayesinde fırtına birlikleri ve İmparatorluk subaylarından saklanmayı başarır ama Darth Vader onu bu sayede hisseder. Kara Lord, Kenobi ile yüzleşir. Uzun yıllar sonra Vader ve eski ustası tekrar karşı karşıyadır. Diğerlerinin kaçmasını sağlamak için Kenobi kendini feda eder. Kara Lord, yaşlı Jedi’ya ışın kılıcıyla öldürücü darbeyi indirirken, Kenobi Güç’le bir olur. Geride hiç bir şey bırakmaz, sadece boş cübbesi ve ışın kılıcı kalmıştır.

Kenobi’nin ölümü Skywalker’ın hem Asi İttifak’a hem de Güce hizmet etme isteğini güçlendirir. Zor anlarda Kenobi’nin sesi Luke’a ulaşarak ona rehberlik etmektedir. Daha sonra Kenobi ruh formunda Luke’a gözükür ve ona usta Yoda’nın rehberliğinde eğitileceği Dagobah’a gitmesini söyler.

Dagobah’ta Yoda’nın ölümünden sonra tekrar Luke’a görünen Kenobi, ona ailesi hakkındaki gerçekleri açıklar. Kenobi artık karanlık tarafın yalnızca İmparator ve Darth Vader’ın ölümleriyle sağlanabileceğini düşünse de, Luke, babasının içinde hala iyilik olduğuna inanmaktadır. Bu inançla, babasını karanlık taraftan döndürmek için çabalar ve başarır. Son savaşında ciddi yaralar almış olan Anakin, aydınlık tarafa dönerek ölür. Ruhu, İmparatorluğun yokedilmesi kutlamalarında Kenobi ve Yoda’nın yanında yerini alır